Fransa, Transatlantik Ticaret Gerilimi Arttıkça Kötü Polisi Oynuyor
BY GIORGIO LEALI AND BARBARA MOENS
Başkan Emmanuel Macron, Washington’u himayecilikle suçluyor ve AB’nin savunmasını güçlendirmekle tehdit ediyor.
PARİS — ABD Başkanı Joe Biden, gözünü dört açması gerekiyor; Fransa, transatlantik ticaret cephesinde Avrupa’nın baş belası olarak geleneksel rolünü oynuyor.
Brüksel ile Washington arasındaki husumet Biden döneminde azalıyor gibi görünüyordu. Geçen sene Çin, AB ve ABD’de ortak bir hasım ile yüzleşen eski Başkan Donald Trump’ın Avrupa çeliği ve alüminyumuna uyguladığı tarifeler konusunda mütareke ilan etti. Bu yıl, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı olan savaşı, Amerika ve Avrupa’yı en azından siyasi olarak ortak bir cephede olması gerektiği anlamına geliyordu.
Çatlaklar yeniden belirmeye başlıyor. AB, ABD’nin yerli elektrikli otomobil endüstrisine yardımda bulunmasından öfke duyuyor. Washington’u himayecilikle suçlayan Avrupa, şimdi kendi savunmasını tayin etmekle tehdit ediyor.
Beklenildiği üzere, Fransa Başkanı Emmanuel Macron bu duruma öncülük ediyor. Macron, Fransız gazetesi olan Los Echos’a şunları konuştu; “Amerikalılar, Amerikan malı satın alıyorlar ve çok katı bir devlet desteği stratejisi izliyorlar. Çinliler, pazarlarını kapatıyorlar. Avrupa’nın iklim bakımından tercihi olmadığı düşünülen bölge olamayız.”
Kaliteyi artırarak, Brüksel’i blok dışında üretilenlerin yerine, AB’de üretilen elektrikli otomobilleri satın alan tüketicileri ve şirketleri desteklemeye çağırdı.
Avrupalıların ticaret dengeleri hakkında endişe duymalarının makul nedenleri var.
Savaş, artan enerji maliyetleriyle AB’yi bir önceki yılda 7 milyar euro’dan, Ağustos’ta blok çapında 65 milyar euro’luk büyüyen bir ticaret açığına sürükleyerek büyük bir ticaret şoku yaşattı. Bu gerilmelerin belirmesiyle, Avrupa’nın kayıp Rus tedariklerini ikame etmek için Amerikan’ın sıvılaştırmış doğal gazına artan bağımlılığı, gerilimin fitilini ateşledi.
Macron’un yorumları, ABD’li tüketicilerin daha çevre dostu bir araba satın alırken ‘Amerikan malı satın almaya’ teşvik eden Washington’un Enflasyon Düşürme Yasası üzerindeki hayretin bir yansımasıdır.
AB, otomobilin Kuzey Amerika’da monte edilmesi ve belirli bir oranda yerel katkıya sahip olan bir akü içermesi gerektiğinin AB’ye ve diğer ticaret ortaklarına karşı bir ayrımcılık olduğunu savunuyor.
Avrupa Komisyonu, Avrupalı otomobil üreticileri ve destekçileri için Washington’u diplomatik bir uzlaşmaya ikna etmeyi umut ediyor. AB yetkilileri ve diplomatları POLITICO’ya verdiği demeçte, yeni bir transatlantik ticaret savaşı, her iki tarafın da zamanını ve parasını harcamak istediği son şey olsa bile, diplomatik bir uzlaşmaya varılmazsa AB’nin Dünya Ticaret Örgütü’nde Washington ile mücadele etmekten başka seçeneklerinin olmadığını belirtti.
Paris’teki Institut Jacques Delors’ta ticaret politikası uzmanı olan Elvire Fabry, Macron’un yorumlarının “Enflasyon Düşürme Yasası’na karşı açık bir yanıt olduğunu” belirtti. “Washington’a düzenlemeler yapması için biraz siyasi ortam bırakan Avrupa Komisyonu’na kıyasla, Macron kötü polis rolünü oynuyor” diye ekledi.
‘Amerikan Egemenliği’
Fransa, çok sayıda ticaret dosyalarında Washington’la karşı karşıya geldiğinde her zamanki gibi bloğun en açık sözlü ülkesi olmuştur. Örneğin, Paris, AB ve ABD arasındaki transatlantik ticaret antlaşmasında (TTIP olarak adlandırılır) bitirmede büyük bir rol oynadı. Dijital vergisi, ABD Büyük Teknolojisini öfkelendirdi ve Trump yönetimiyle bir ticaret savaşını tetikledi.
Yakın zamanlarda, AB konseyi dönem başkanlığı sırasında Paris, Brüksel’e, ABD de dâhil olmak üzere tek taraflı ticaret stratejilerine misilleme yapma gücü verecek olan ticari savunma stratejilerine odaklandı.
Yeni gerilimler, Ticaret ve Teknoloji Konseyi’nin Aralık ayı başlarında yapılacak olan toplantısı için kötü bir haber oldu ve bu konseyin şimdiye kadar abartılmış bir komiteden daha fazlası olduğunu göstermek güç olmuştur.
Fransa, elektrikli otomobiller için olası bir ticaret savaşında yalnız bırakılmayacak. Fabry’e göre, Alman otomobil endüstrisinin de ABD’nin stratejilerinden etkilendiği için bu gerilimler Paris ve Berlin’i daha da yakınlaştıracak.
Fakat ‘Amerikan malı satın al’ yaklaşımı tek ihtilaflı konu değildir. Gerçek şu ki; Avrupa’nın ABD’den doğal gaz ithalatına daha fazla bağımlı olması, Avrupa’nın memnuniyetsizliğini bir sonraki seviyeye taşıdı.
Doğal gaz ithal fiyatları, Ağustos ayındaki tüm zamanların en yüksek değerlerinden Eylül ayında düşmesine rağmen, bir yıl öncesine göre 2,5 kat daha fazlaydı. Satın alma hacminin artması hesaba alındığında, Fransa’nın LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ithalat faturası, tahminen, Ağustos’ta yıllık on kattan daha fazla arttı.
Ekonomi ve Maliye Bakanı Bruno Le Maire geçen hafta Rusya’nın Ukrayna’ya karşı olan savaşının “Amerikan ekonomik egemenliğine ve Avrupa’nın zayıflamasına” yol açmaması gerektiği konusunda uyardı. Le Maire, ABD’yi LNG(sıvılaştırılmış doğal gaz)’yi Avrupa’ya “kendi şirketlerine sattığı fiyatın dört katına” sattığı için eleştirdi ve Brüksel’i iki kıta arasında daha da dengeli bir ekonomik ilişki için hareket etmeye çağırdı.
POLITICO’nun öğrendiğine göre, sadece bazı Komisyon yetkilileri değil, aynı zamanda Fransız sanayiciler de aynı endişeyi duyuyor. Fransa’nın iş lobisi Medef’in uluslararası ve Avrupa işleri başkanı Bernard Spitz, ABD’nin Ukrayna’daki savaştan ekonomik faydalar elde etmesinin ve savaşın ekonomik sonuçları konusunda Avrupa’dan daha az zarar görmesinin “tartışılabilir” olduğunu söyledi.
Çeviri: Cemil KÜN | EUROPolitika Dergisi Çeviri Ekibi
Orijinal Makale: France plays bad cop as transatlantic trade tensions ramp up
Photo: France has resumed its traditional role as Europe’s troublemaker on the transatlantic trade front | Mandel Ngan/AFP via Getty Images