Kafkasya Modeli ve Doğu Akdeniz: Barış için Yeni Bir Yol Mümkün mü?

Yiğit YAVUZ

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) arabulucuğunda Azerbaycan ve Ermenistan arasında imza edilen barış süreci, yazın çevrelerince “Kafkasya Modeli” olarak anılmaya ve böylelikle literatürdeki yerini almaya başladı. Model, aynı bölgeyi paylaşan egemenlerin ortak barışı bir arabulucu vasıtası ile tesis etmesinden hareketle Doğu Akdeniz’de uzun yıllardır süregelen Kıbrıs Sorunu’nun çözümünde de bir yol olabilir mi sorusunu gündeme getirdi. Zira işbu modeli benzerlerinden ayıran temel mentalitenin barışın direkt tesisinden değil, ekonomik bağımlılıkları kurma ve artırarak aşamalı bir geçişi öngörmesidir. Bu bağlamda model, ABD’nin arabulucuğu daha büyük bir önem kazanmaktadır. Zira ABD, ekonomik gücü ve yatırım potansiyeli nedeniyle klasik bir mekik diplomasisi değil; ekonomik ve siyasi güçlü bir garantör profilindedir. Çalışmada ABD’nin Kıbrıs adasında geliştirilebilecek ekonomik iş birlikleri ve yeni yatırım projeleri başta olmak üzere alabileceği barış inisiyatifleri değerlendirilecektir.  Sonuç olarak çalışmada ABD’nin modern diplomasi yaklaşımı ve aracılığının Kıbrıs sorununa dair yenilikçi ve barışçıl bir soluk getirebileceği sunulmaktadır.

ANALİZ

Kıbrıs Sorunu, XX. Yüzyıl ortalarından itibaren uluslararası ilişkiler literatürünün ve bölgesel çatışmaların en önemli gündemlerinden birisi olmuştur. Adada çeşitli modeller çözüm için geliştirilmiş ve denenmiş olsa da (federasyon, konfederasyon, iki devletli parçalı yapı) kalıcı barış hâlâ sağlanamamıştır.

Günümüzde, adada yaşanan siyasi çatışma ve belirsizlik hâli devam etmektedir. Bu noktada, çatışma hâlinin benzerlerine dair üretilen yeni çözümlerin adadaki sürece uygulanabilir olup olamayacağı gündelik siyasetin olduğu gibi akademik yazınların da konusu hâline gelmektedir. Güney Kafkasya’da ABD öncülüğünde gerçekleşen Azerbaycan – Ermenistan barışı klasik müzakere yöntemlerinden farklı olarak siyasi statü tartışmalarını ikincil plana itmiş; öncelikli olarak karşılıklı ekonomik iş birliğini öncelemiştir. Ortak çıkar ve ekonomik bağımlılık temeline dayanan Kafkasya Modeli’nin Kıbrıs adasındaki çıkmaz için yeni bir umut olup olamayacağı sorusu günümüzde tartışılmaya başlamıştır. 

Kafkasya Modeli ve Teorik Bakış Açısı

Model, uluslararası ilişkiler teorilerinde ekonomik bağımlılığın siyasi iş birliğini de getireceğini savunan ilk model değildir. Uluslararası ilişkiler literatüründe gerek ticari barış teorisi (Oneal & Russett, 1999), gerek karşılıklı bağımlılık teorisi (Keohane & Nye, 1977) Kafkasya Modeli’ne öncülü ilham teoriler olduğunu ifade edebiliriz.  Bu bağlamda model ABD’nin Henry Kissinger mirası mekik diplomasisini modernize ettiği, klasik bir arabulucuktan ziyade taraflar arası ilişkileri uzun vadede geliştirmeye ve temin etmeye yardımcı modern ve proaktif bir arabulucuk hâlidir. Güney Kafkasya’da ABD’nin öncülüğünde gerçekleştirilen bu barış süreci, klasik müzakere yöntemlerinden farklı olarak ekonomik entegrasyonu önceliklendirmiştir (Washington Post, 2025).

Başkan Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan ve Ermenistan arasında White House’ta imzalanan barış anlaşması; hem diplomatik simge hem de somut bir ekonomik iş birliği zemini oluşturmuştur (India Times, 2025). Trump Route for International Peace and Prosperity (TRIPP) olarak adlandırılan Zengezur Koridoru yatırım ve işletme hakkının 99 yıllığına ABD destekli konsorsiyumlara verilmesi, ABD’nin mekik diplomasisiyle sadece arabuluculuk yapmakla kalmayıp, ekonomik araçları da devreye başarıyla koyduğunu gösteriyor. Bu durum ABD’nin yalnızca diplomatik değil, aynı zamanda ekonomik bir aktör olarak barış sürecine dahil olduğunu göstermektedir. Böylece ABD, sadece arabulucu değil aynı zamanda yatırımcı ve garantör bir konum da elde etmiştir.

Bu bağlamdan hareketle ABD’nin öncülüğünde Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanan barış anlaşması, modern diplomaside pratiğe dökülebilmiş dikkat çekici bir başarıdır. Bu anlaşma, klasik güvenlik odaklı çözümlerden ziyade ekonomik ve altyapısal iş birliklerini ön plana koymuş “önce ortak çıkar, sonra siyasi çözüm” yaklaşımını benimsemiş ve başarmıştır. Örneğin, Zengezur Koridoru’nun işletme haklarının ABD destekli konsorsiyumlara verilmesi, ABD’nin sadece kolaylaştırıcı değil aynı zamanda ekonomik düzenleyici rolünü de üstlenebildiğini göstermektedir. Bundan da önemlisi model nihai siyasi çözüme ulaşmadan da taraflar arasında ekonomik bağımlılık tesis edilirse, uzun vadeli barışın zemini hazırlanabileceğini göstermesi bakımından çok önemlidir.

Dolayısıyla modelin Kıbrıs sorununa dair uygulanması için de elverişli birçok proje ve iş birliği alanları ABD adına mevcuttur. Yaratılacak ve artırılacak olan ekonomik iş birliği projeleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerinden belirli ürünlerin girişini ve Kuzey tarafın ekonomisinin desteklenmesini öngören Yeşil Hat ticaretinin geliştirilmesi ve tam tesisi, Doğu Akdeniz’de sürmekte olan hidrokarbon kaynakların sondaj, keşif ve kullanım süreçlerinde kurulabilecek iş birlikleri ve diğer enerji konulu süreçler başta olmak üzere buna benzer birçok proje hayata geçirilebilir.  Özellikle, enerji havzalarının paylaşımı ve yönetiminde ABD’nin üstleneceği konsorsiyum yönetimi taraflar arasında güvenin tesisi ve iş birliğinin daha kolay kurulmasının önünü açacak bir faktör olacaktır.

Kafkasya Modeli’nin Kıbrıs Sorunu’na Uygulanmasının Potansiyel Kazanımları

Modelin Kıbrıs Sorunu için uygulanması hâlinde tek bir kazanım ya da tek bir kazançlı taraf olmayacak; aksine çoklu kazanımlar yaşanacaktır. Fakat tüm paydaşları bu sürece dair ayrı ayrı ele almak gerekecektir.

ABD, bu süreçte yürüteceği yeni mekik diplomasisi anlayışı ile adadaki güven eksikliği problemini gideren aktör olur ve Kafkasya Modeli’ni uygulayarak karşılıklı iş birliği adımlarının atılmasını sağlayabilirse yalnız KKTC ve GKRY arasında değil; Türkiye ve Yunanistan arasında da kurulabilecek birçok barış ve iş birliği süreçlerinin öncüsü olacaktır. Washington’ın hem Ankara hem de Atina ile olan güçlü ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda ABD küresel rolünü bölgesel bir çatışmanın çözümünde ekonomik yatırımcı ve sürdürülebilirlik garantörü profilinde kullanacak ve jeostratejik konumunu güçlendirecektir.

Türkiye ve KKTC açısından modelin uygulanması KKTC’nin yıllardır süren izolasyonun aşılmasını ve ekonomik iş birliklerinin artması açısından hem siyasi hem ekonomik kazanımlar yaratabilir. Ayrıca süreçte sağlanacak muhtemel başarı Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği açısından da yeni bir referans noktası olabilir.

Yunanistan ve GKRY açısından modelin uygulanması ABD ile olan ilişkilerinin güçlendirilmesi anlamına gelecek ve hem adada hem Yunanistan’da yaşanan ekonomik sıkıntıların giderilmesi adına yaratılacak yeni ekonomik ve finansal projelerde iş birliği şansını artıracaktır.

Sonuç yerine

Kafkasya Modeli doğrudan Kıbrıs’a kopyalanamasa dahi benzeri bir modern mekik diplomasisinin taraflar arasında ekonomik bağımlılık üzerinden güven inşasının önünü açacaktır. Kaldı ki Kafkasya deneyimi Kıbrıs için yalnızca bir “örnek” değil, aynı zamanda bölgesel istikrarı yeniden tanımlayabilecek bir “fırsat modeli”dir. ABD’nin modern mekik diplomasisi ile böylesi bir süreçte aktif rol alması, Kıbrıs sorununun çözümünde önemli bir yenilikçi yaklaşım olabilir. Bu durum yalnızca KKTC’nin ya da GKRY’nin geleceği için değil, Doğu Akdeniz’de istikrarın tesisi için de kritik önemdedir. ABD’nin rolü, hem ekonomik projelerin yatırımcısı hem de diplomatik kolaylaştırıcısı olarak, Kıbrıs sorununun çözümünde yeni bir paradigmayı mümkün kılmaktadır. Tarihi bir eşikte olduğunun fark edilmesi adada barışa giden post barış döneminin işaret fişeği olabilir.

Referanslar:

India Times (2025). Donald Trump’s TRIPP deal could change the South Caucasus forever – but will Russia and Iran let it happen? India Times. https://indiatimes.com/trending/donald-trumps-tripp-deal-could-change-the-south-caucasus-forever-but-will-russia-and-iran-let-it-happen-666681.html

Keohane, R. O., & Nye, J. S. (1977). Power and Interdependence. Boston: Little, Brown and Company.

Oneal, J. R., & Russett, B. (1999). Assessing the Liberal Peace with Alternative Specifications: Trade Still Reduces Conflict.Journal of Peace Research, 36(4), 423–442.

 Washington Post (2025). Trump presides over Armenia-Azerbaijan peace framework, upstaging Russia. Washington Post.

Total
0
Shares
Previous Post

Aşırı sağcı AfD, yeni bir ankette Almanya’da popülerlik sıralamasında birinci oldu

Next Post

Yarı Rantçı Bir Devlet Olarak Norveç’in Enerji Politikaları

Related Posts